İlticâ...

28 Mayıs 2010 Cuma

Ey Rabbim!

İbrahim'e, İsmail'i; Zekeriya'ya, Yahya'yı; Meryem'e , İsa'yı müjdelediğin gibi, bizlere de gözümüzün nuru ve aydınlığı, gönlümüzün sürûru olacak  nesiller müjdele.
Evlatlarımızı, takvâ sahiplerine önder kıl.
Evlatlarımızı, sâlih kimselerden ve sana itaat edenlerden  eyle.
Onları, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabından muhâfaza eyle.
Muhabbeti gönüllerine yerleştir.
Üzerlerine rahmet, bereket ve sekînet indir.

Ey terbiye edip gözetenim!
Ey eğitip öğretenim!
Ey Mürebbîm!

Şüphesiz senin gücün herşeye yeter Rabbim! 
AMİN!

Katlanılan Zorluk Kadar Mükâfat...

Arınmış bir ruh daima hizmet arayışı içindedir.

Ne mutlu, kalbini değişen şartlar altında hüzün ve teessürden uzak tutabilene...

Allah-ü Teâlâ'nın sana gönderdiği mektubu okumak istiyorsan, Kur'an-ı Kerîm oku!

Her mükâfat katlanılan zorluğun karşılığıdır.

Kalbin en büyük hastalığı, namazdan uzak kalmaktır!

Benlik, kulluğun kanseridir.

Kış döneminin son dersi...

  • Kıyâmete ne kadar var, meçhul...
  • Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- "Ben ikindi peygamberiyim" diye buyuruyor.
  • Dünya kerahat vaktinde...Kerahat vakti ise, kıyâmetin ayak sesleridir.
  • Bizler zor zamanda dünyaya geldik fakat bu zor zamanda yapılanlar "karzen hasene" dir.
  • Her mükâfat, katlanılan zorluğun karşılığıdır.
  • Ölüm bizlere meçhul... Her anımız, her halimiz meçhul...
  • Ölmeden önce ölebilmek... Ölmeden önce nefsânî arzuları öldürebilmek...
  • Nefis mertebeleri:
  1. Nefs-i Emmâre; Kalbin zindana dönmesi halidir. Tabiri câizse, nefsin aygırlaşması, hoyratlığı... Tüm zalimlerin hali gibidir. Her derdine çare bulan insanın nefsi kabarıyor. Her derdine çare bulamayan Allah'a sığınıyor. "Ya Rabbi!" diyor. 
  2. Nefs-i Levvâme; Dinin emir ve yasaklarına karşı ihmal ve kusurların olmasıdır. Kendine göre tesettür çızgısı çızmış. Vücut hatlarını belli eden bir kıyafet, başını sıkmış, pantolon giymiş "ben vücudumu kapatıyorum" diyor. Efendimiz böyle bir kıyafetin tesettür olmadığını buyuruyor. Yapıyor, kendisini kınıyor ama tekrar yapıyor. Nefs-i levvâmeden kurtulmamız lazım. Bu nefsin terbiyesidir.
  3. Nefs-i  Mülheme; Hayırlar ve şerler netleşiyor. İnsan nasıl elini ateşe sokmazsa, hayır ve şerler netleştiği için de günahlara karşı direnme başlıyor. 
  4. Nefs-i Mutmainne; Emir ve yasaklara dikkat ediyor. Allah'ın verdiği herşeyi Allah yolunda kullanıyor. Allah'ın daveti de burda başlıyor. "Ey itminana ermiş nefis! Değişen şartlar altında benden razı oldun sen de cennetime gir" buyruluyor. Nefs-i mutmainne cennet vizesi oluyor.
Bu kolay değil kızım...
  • Nefsânî arzuları bertaraf ettiğin zaman hakikatleri görebilirsin. Nasıl ki parmağımızla gözümüzü kapatınca birşey göremez, parmağımızı kaldırdığımız zaman herşeyi görürüz aynı onun gibi...
  • Bir müslüman hodgam olmayacak; diğergâm olacak.
  • Nefsî demeyecek, ümmetî diyecek. Nefsî dersek Efendimiz nasıl baksın yüzümüze?!
  • Bir müslüman varlıkta ve yoklukta infâk edecek. Yoklukta, su, sirke ikram edecek.
  • Fücûrun fârik vasfı, BENLİK; Takvânın fârik vasfı, HİÇLİKTİR.
  • Cenâb-ı Hak'la dost olmaya üç engel vardır. Bunlar aynı zamanda cehennem alâmetidir;
  1. Benlik (kibir); "Ben" çıkmaz sokak... Azâmete ortaklıktır.
  2. Cimrilik; Kendisinin olmayanı, kendisinin olarak izâfe ediyor.
  3. Hamâkat (ahmaklık); En kötü şeydir. Ruhânî hayatın enkâzıdır. Ahmaklık, kalpte olur. Ölümü, ahireti görmez. Dünyada ebedî kalacağını sanar.
  • Kimler cennetliktir?
  1. Mutevazı olan,
  2. Cömert olan,
  3. Ferâset sahibi olan kişiler.
  • Cenâb-ı Hak hamâkatlikten(ahmaklık) kurtulup, ilâhi vitrinleri seyretmemizi istiyor.
  • Kıyâmetten kaçış yok! Kabirden, ahiretten, ölümden, hesaba çekilmekten kaçış yok! Tek kaçış var, sadece Allah'a...
  • Kıyâmet günü arşın gölgesinde gölgelenecek 7 zümre;
  1. Allah için birbirini sevenler,
  2. Sağ elin verdiğini sol elin görmediği kimseler; gösterişsiz, riyâsız, gizlice sadaka verenler,
  3. İlâhi azâmeti düşünüp, tenhada gözyaşı dökenler,
  4. Adaletli devlet başkanı,
  5. Gençliğinde ibadet edenler,
  6. "Heyte lek" "Gelsene bana" diyen kadına, "Ben Allah'tan korkarım" diyerek reddedenler,
  7. Gönlü mescidde olanlar.
  • Her sabah kalktığımızda, " Bugün ömür takviminden bir gün daha gitti. Ölüme bir gün daha yaklaştık" diye düşünmemiz lazım.
  • İmtihan dersanesinin en kıymetli sermâyesi, ömür sermâyesidir.
  • Hayat yaz yağmuru gibi gelip geçiyor kızım. Gençlik çok çabuk geçiyor...
Cenâb-ı Hak sadaka-i câriye ömrü nasib eylesin. Amin!



Hikmetli Sözlerle Ruhumuzu Dinlendirelim

27 Mayıs 2010 Perşembe

    Hz. Ali (ra) şöyle buyurur:


  "Nükteli ve hikmetli söz ve davranışlarla ruhlarınızı dinlendirin. Zira bedenlerin yorulduğu ve zayıfladığı gibi ruhlar da yorulur." 


    "İnsanları, düşündürücü  hikmetlerle ikâz edin ki, kalpleri huzur bulsun."

Kıyâmet Günü Ateşle Hilâllenmek İstemiyorsan...

26 Mayıs 2010 Çarşamba

مَنْ لَمْ يُخَلِّلْ اَصَابِعَهُ بِالْمَاءِ خَلَّلَهُ اللهُ بِانَّارِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ


  "Kim parmaklarını su ile hilâllemezse, kıyâmet günü Allah onu ateşle hilâller." Hadis-i Şerif
   El parmaklarının hilâllenmesi; parmakları birbirine geçirmekle, ayak parmaklarının hilâllenmesi ise;  sol elin serçe parmağını sağ ayağın serçe parmağının altından geçirmek suretiyle başlayıp, sol ayağın serçe parmağında bitirmekle hilâlleme yapılır. 

   Yani sol elin serçe parmağı kullanılarak sağ ayağın serçe parmağından başlanıp sol ayağın serçe parmağında bitirilir. 
 

Semâ Kapılarını Açan Dua


Farz Namazlara Başlamadan Önce Okunacak Dua;

اَللهُ اَكْبَرُ كَبِيِرًا 
     وَالْحَمْدُ لِلهِ كَثِيرًا
وَ سُبْحَانَ اللهِ بُكْرَةً وَ اَصِيلاً


(Bu dua semâ kapılarının açılmasına vesile oluyor biiznillah!)

Her Farz Namazdan Sonra Okunacak Dua;

  اَللَّهُمَّ اَعِنِّي عَلَي ذِكْرِكَ وَ شُكْرِكَ وَ حُسْنِ عِبَادَتِكَ


"Allah'ım! Seni zikretmem, Sana şükretmem ve Sana güzel ibâdet etmemde bana yardım et."

Sevginin En Güzel Şekli

25 Mayıs 2010 Salı

 Bir insanı sevmenin en güzel şekli, duada anmaktır.

Bol bol tevbe et ki, duan kabul edilsin.

Annesinin hayır duasını alamayan başarıyı elde edemez!

İnsanlardan birşey beklersen, kusur, beklemezsen, huzur bulursun.

Ölümü düşünen insan kul hakkına girmez, özür dileyeceği söz söylemez.

İki kişiye gıpta edilir;
  1. Kur'an-ı Kerîm'i yaşayan ve yaşatana,
  2. Allah yolunda malını infâk edene.

Bilir Kişilerdeki Artış...

  Son zamanlarda bilir kişilerin sayısında bir hayli artış var. Özellikle fıkhî konularda... Hal böyle olunca insanların zihni karışıyor. Kimin sözüne itibar edeceklerine, hangisini uygulayacaklarına ya da hangi bilginin doğru olduğuna karar vermeleri çok da mümkün olmuyor.

   Bu, öğrenen kişi kadar öğreten kişiyi de çok zorlayan bir durum. Karşınızda birkaç gruba ayrılmış kişileri görebilmeniz mümkün. Bir grup sürekli tereddüt halinde. Öyle miydi, böyle miydi diyerek gel-gitler yaşıyor. Diğer bir grup "ben zaten biliyorum, benim bildiğim doğru" edasında. Başka bir grup ise öğretmenine teslim olmuş, mutmain bir kalple söylenenleri onaylıyor.

   Bloğumda yayınladığım fıkıh günlüğünde de bu durumun yaşanmasını istemediğim için (herkesin 3.gruba dahil olması ne çok mutlu eder beni:) herkesi mutmain etmek adına yararlandığım kaynakları sizlerle paylaşmak istiyorum;
  1. Nimet-i İslam - Sadeleştirilmiş
  2. Büyük İslam İlmihali - Ömer Nasuhi Bilmen
  3. Delilleriyle İslam İlmihali - Prof. Dr. Hamdi Döndüren
   Fıkhî konularda sormak istedikleriniz ya da değinmemi istediğiniz konular olursa h.haticesezer@gmail.com adresine gönderebilirsiniz ki bu da beni çok mutlu edecektir.   

   Ayrıca yorum gönder kısmındaki sorun eşim sayesinde çözüldüğü için bloğum yorumlarınıza hazır durumdadır. Yorum göndermek isteyenlere duyrulur:)

   Umarım azami derecede istifade edersiniz...


Çorap Üzerine Mesh Olur mu?

   "Dışarı çıkarken abdestimizi alıp, çorabımızı mest niyetine giyebilir ve dışarıda iken abdest esnasında ayakları yıkamadan çoraplar üzerine mesh yapabiliriz." deniliyormuş.

   Mestler üzerine meshin caiz olmasının birtakım şartları vardır.Bunlardan birkaçı;

-Ayağa giyilmiş mestin, yaklaşık 6 km yol yürüyecek kadar sağlamlıkta olması.

-Mestlerin içine su almaması.

-Mestlerin, bağsız olarak ayakta durabilecek derecede kalın olması.

   Ayağa giyilen çorap yukarıdaki şartların hiçbirini taşımamaktadır. Dolayısıyla böyle bir bilgi doğru bir bilgi olmaktan çıkıyor.

Mağaradaki Üç Arkadaş

21 Mayıs 2010 Cuma

   Maden ocağındaki göçük (çok etkilendiğim için) Kehf Suresi 9. ayette bahsedilen Ashab-ı Rakîm'i hatırlattı.

   Üç arkadaş yola çıkar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girerler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapatır. Bunun üzerine içlerinden birisi:

 — Sırf Allah rızası için yaptığımız iyilikleri tevessül (vesile) ederek Allah'tan yardım isteyelim. der.
   Biri söze başlayarak:

—Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler. Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.Bir diğeri söze başladı:

 —Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman dedi ki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim  o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım. Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.Üçüncü adam da:

 —Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Birgün bu adam çıkageldi. Bana:

—Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:

—Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:  

—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü. Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler. 
  • Hayatımızda en zor anlarla karşılaşabiliriz. Karşılaşmadan önce Allah rızası için ibadetler yapmalıyız. İşte kızım, bunun da en güzel zamanı gençlik... Zor anlarla karşılaştığımızda da bu ibadetlerle tevessül edebilelim. (Vesile edip Allah'tan yardım isteyebilelim) 

Acaba Abdestim Var mı?

20 Mayıs 2010 Perşembe

   Bir kimse abdest aldığını kesin olarak bildiği halde, abdestini bozup bozmadığı hususunda şüpheye düşse, o kimse abdestli sayılır.Kesin olarak bilinen birşey şüphe ile ortadan kalkmaz.

Aksine abdestini bozduğunu kesinlikle bildiği halde, sonradan abdest alıp almadığına dair şüphe eden kimse de abdestsiz sayılır.

Burada kesin olarak bilinen şeyin hükmüne göre hareket etme vardır.

Abdest Alırken Bir Uzvun Yıkanması Unutulursa Ne Yapılır?

   Abdest alırken veya abdestten sonra, bir uzvun yıkanıp yıkanmaması hususunda şüpheye düşülürse bakılır: Eğer şüpheye düşen kimse, her zaman şüphelenmiyorsa, o uzvunu yıkar. Fakat vesveseli bir kimse ise yıkamaz.Onun şüphesine bakılmaz.

Burda dikkat edilmesi gereken şudur; Eğer yıkanması farz olan uzuvlardan biri unutulup yıkanmamışsa, tekrar abdest almak gerekir.

Çamurda Yürürsen, Üzerine Çamur Sıçrar!

  • Kur'an-ı Kerim, peygamberler, salihler, ibadetler birer vesiledir.
  • İslam'da kadın deşifre edilmeyecek, sifre olacak.
  • Bugün zamanımızda tesettür fire veriyor. Hatta daha da çok celbediyor. 
  • Uçurumun kenarında gezersen, uçurumdan düşersin!
  • Çamurda yürürsen, üzerine çamur sıçrar!
  • Her meşrunun bir haramı, her haramın bir meşrusu vardır. Biri adam öldürür katil olur, biri öldürür gazi olur. Biri cennetlik, biri cehennemlik..
  • En mühim libas, takva libasıdır. Takvaya girersen kendini korumuş olursun.
  • Kıyamet günü gözler konuşacak. Ne kadar menfiye baktın? Ne kadar müsbete?... Ne kadar Kur'an-ı Kerim'e baktın? Herşey iki uçlu bıçak gibi...
  • Enerji müsbetse, adı ruhaniyet; menfiyse, gaflet oluyor.
  • Hâl, sârîdir; vücuttaki mikrop gibi.. İnsan, içinde bulunduğu şartlara göre oranın halini alıyor.
  • İslam, beşikten teneşire kadar insanın her halini tanzim etmiştir.
  • Baş olan kimse daima önde olacak. Arkadan komuta vermeyecek.
  • Bir müslüman daima kitlenin akışından mes'uldür. "Ben cennetteyim"olmaz!
  • Hasan Harakânî hz'leri şöyle buyurmuşlardır;
  • "Elbisene ateş sıçrasa hemen söndürürsün. Dinine sıçrayan ateşi neden söndürmüyorsun?! Kibir, riya, hased bunlar birer ateştir. Bunları neden söndürmüyorsun?"
  • İnsanlar 3 zümredir;
   1. Sen incitmediğin halde seni inciten,
   2. Senin incitip, onun da seni incittiği,
   3. O seni incitirse de, senin onu incitmediğin.

  • İncitmeyip sabahlayan kimse Efendimiz-sallallahu aleyhi ve sellem'le birgün vakit geçirmiş gibi oluyor.

Hadis-i Şerif

15 Mayıs 2010 Cumartesi


"Ey Ademoğlu! Bana ibadet, dua için vakit ayır ki,  gönlünü zenginlikle doldurayım ve ihtiyaçlarını gidereyim.Bana ibadet için vakit ayırmazsan, gönlünü meşguliyetle doldururum, ihtiyacını da gidermem." 

TIRMİZİ

Allah Rasulünden Ebu Hureyre (ra)'a Nasihatler-2


   Ey Ebu Hureyre! Bir saatlik adalet, gündüzleri oruç tutup, geceleri ayakta olmak suretiyle altmış yıllık nafile ibadetten hayırlıdır. 

   Ey Ebu Hureyre! Küçük ve büyük günah işlemiş mü'minlere söyle; bunlarda ısrar üzere ölmemeye çalışsınlar. Çünkü küçük günahta ısrar eder bir halde Rabbine kavuşan kişi, büyük günah işleyip de bunda ısrar ederken ölen kişinin cezası ne ise aynı cezaya çarptırılır.

   Ey Ebu Hureyre! Allah Teala'ya Kur'an'dan bir ayet öğrenip de sonra unutmaktansa, tevbe ettiğin büyük günahlarla kavuşman daha hayırlıdır.

   Ey Ebu Hureyre! Şeytandan başkasına sövüp sayma (kırıcı söz söyleme). Böyle hareket eder ve ölünceye kadar da bu halde devam edersen, Allah'ın bütün rasulleri ve nebileri ve mü'minler, sen cennete girinceye kadar seninle musafaha ederler.

   Ey Ebu Hureyre! Sana zulmedene sövüp sayma ki ecrin kat kat verilsin. 

Güçlü Bir İmandan Daha Güçlü Bir Şey Yok!

14 Mayıs 2010 Cuma

  • İnsan daima İslam karakteri tevzi edecek. İslam kartviziti taşıyacak.
  • Bir mümin, El-Emin, Es-Sadık ve Feraset sahibi olacak. Günahlardan uzak olacak. Bu vasıflarla da emr-i bi'l ma'ruf ve nehy-i ani'l münker yapacak.
  • Gafil insan başkalarının zarar vermesinden bir de menfaatin kesilmesinden korkar. Bu ikisinden korkmadığımız müddetçe  iman güçleniyor.
  • Güçlü bir imandan daha güçlü bir şey yok dünyada!
  • Şu iki vasıf mü'minde mevcut olmalı;
  1. Hiçbir menfaat olmadan sadece Hak rızasını gözetmeli, 
  2.  Daima İslam karakterini taşımalıdır.
  • Allah'ın kullarını hakir görmek, imanın zaafa uğramasına sebeb olur.

Bir Müslümanın Hali...

Bir müslümanın hali şu şekilde olmalıdır;
  • Her işine BESMELE ile başlar.
  • Bitirince ELHAMDÜLİLLAH der.
  • Ağzından kötü bir söz çıktığı zaman hemen ESTAĞFİRULLAH der.
  • İstikbale ait herhangi bir işte İNŞAALLAH der.
  • Yanlış bir hale duçar olunca LA HAVLE VE LA GUVVETE İLLA BİLLAH der.
  • Bir musibet isabet ettiği veya vefat haberi duyduğu zaman  İNNA LİLLAHİ VE İNNA İLEYHİ RACİUN der.
  • Gece-gündüz her halde LA İLAHE İLLALLAH der.

Bir Kimsede Aranan Kriter

 
"Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız. "Konuştuğu zaman doğru söylüyor mu, emanete riayet ediyor mu?" Buna bakınız."
 
    "Şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık göstermeksizin yumuşak ol."

        İnsanların En Bahtiyarı Kimdir?

        13 Mayıs 2010 Perşembe

        • Fetihlerin en ihtişamlısı, kalplerin fethidir.
        • Ne mutlu kalbini dergah haline getiren ve mahlukatı gönül sarayında ihya edebilene...
        • İnsanların en bahtiyarı, son nefesine kadar kalbini nefsani arzuların şerrinden koruyabilendir.
        • Affetme iradesi elde edemeyen mefruç ruh, ilahi azametten nasıl af dileyecek?!
        • Affın sahibi Allah'tır. İnsanlar da gönüllerindeki Allah'a muhabbet kadar affedebilirler.
        • Ne söylediğini, ne zaman söylediğini, kime söylediğini iyi düşün.
        • Dört kimse Allah'ın seçtiği kimsedir;
        1. Tevbe edeni gördüğü zaman sevinen,
        2. Günahkarlar için istiğfar eden,
        3. Ayrılıp gidene üzülen,
        4. Muhtaç olana yardım eden.



         
        Ya Rabbi! - by Templates para novo blogger